18 Aralık 2009 Cuma


O kadar çok makus gemi var ki ardımızda, hiçbir zaman, belki hiç yıkılmamış, derin değil de ılık sularda, fakat hiç mevcut bulunamamış güvertelerinin saçaklarından bir bir düşen tilkileri açık bir kanıt olmaksızın; çürümüş veya olacak şeyi anlamak, kestirmek; yalnız hissedememek; miskin, soysuz yolcularıyla kendilerine korkak; hani ölgün, o kişilere mahsus rezilce büyüklenmelerle mahcup… ziyadesiyle gururdan içleri ifadesiz, ancak daima maharet kazandırarak ilerleyen işaretsizlikleriyle şu zihinlere ağır fakat gene de hissizce yazdırılan ve beyhude yere gayret ettirilen bu yavan debelenmelerle sanki; hiç yokmuşçasına yazdırılırken tarih, niçin o büyüklerin(!) hep mağrur, güzide(!) rüyaları okutulur.

0 söyleyeceklerim var:

Yorum Gönder

| Top ↑ |