10 Kasım 2009 Salı
'Biliyor musun?Bazen korkuyorum kendi cesaretimden.'
Bazen arınmamız gerektiğini hisseder ve kelimeleri uykulara boğmak isteriz.Ve inadına,rüyalarımıza uçan kelimeler girer.
Bazen arınmamız gerektiğini hisseder ve müziği açarız. Canımız çok yanmasın diye de sesini kısar, gene kendimizi kandırırız.
Bazen arınmamız gerektiğini hisseder ve yolculuk yaparız. Yolculuk yaparız ve camdan dışarı bakarız. Zamanı gelene kadar yolcuyuzdur. Gittiğimizde, gezginliğe soyunuruz.
Bazen arınmamız gerektiğini hisseder ve dostlarımıza birşeyler bağırırız. Bu onların kalbini kırar ve sonrasında dudaklarımız saçma cümleler ile çınlar.
Bazen yazmamız gerekir. Olmayacak ve alakasız yerlerde. Hatta pis yerlerde. Bazense doğru ve temiz yerlerde, bir gıdım kelime yoktur ellerimizi doyuran.
Bazen, kusarız. Hem de nasıl kusarız. öyle bi kusarız ki koltuklara mıhlanırız. dayanamayana kadar kalkamayız yerimizden ve sonra masa teker teker terk edilir.
Bir dağın başındayım. Aşağıda eksilmeyen araba sesi. Araba sesinin olmadığı bir yere gidiyorum. Kendimi tarif ederken 'insanodunum ben' tarifini kullanıyorum. Küsmüş,barışmamış, çiçek bile açmamış bir insanodun.
vazgeçtim.
vız gelmiyor.
(sonrası,bir derin nefes)

0 söyleyeceklerim var:

Yorum Gönder

| Top ↑ |