13 Ağustos 2009 Perşembe

BÜTÜN İYİ KADINLARIN KAPILMIŞ OLMASI

bana aforizmalarla gelme juliet, başak burcu kadınının mantıklı seçimlerini bana açıklama artık, bana ideal erkeğin galaksi rehberini okuduğunu söyleme, masalsı aşkların kadınlar tarafından bok edildiğini söyleyeme yine. senin ağzını kırayım juliet.

çarlık rusyasında prusya sevdalısı kadınları bana anlatma, tolstoy romanlarındaki geniş tavanlı evlerin çardağında kocasına "siz" diye hitabet eden kadınların güzel olduğunu söyleme bana, duygusallaşırım. blog bile tutarım. başım ağrır, annem kola içmez, bir şey olur, sen hiç endişenlenme.

juliet, erich fromm okuduğumda umutlanmıştım, schopenhauer'de umudum tavana çıkmıştı, o kierkegaard olmasaydı her şey iyi gidecekti. nietzsche'ye hiç bulaşmayalım, juliet seni incitir. golf sahasına delikler açan abazanları annene şikayet etme. juliet erotik şiir çok gelişti, rengahenk yasaklandığı günden beri sen bir erkeğin kaleminden şehvet hikayeleri okumadın.

bana dert oluyor, bütün iyiler tamlamasını bozanlar, bölünmez bütünlüğü bozanlar. bana terazi kadını erkeksiliğinde açıklamalar yapma, skeyim, mantıklı açıklamaları yakıştıramıyorum artık. senin o güzel parmakların 3310'dan 1243783838 mesajı nasıl çekti juliet? hem de bu adam benim yarım kadar güzel konuşmadı sana. sen juliet "k.i.b s.ç.s"a nasıl sevindin, nasıl yahu? ağlamak istemiyorum juliet, sonra adımı duygusal herife çıkarırsın tek gecelik ilişkilerimden büyük yaralar alırım. yapma juliet yapma.

lan senin...

sandalyeden düştüm juliet, kalça kemiğim sızladı durdu, akşama kadar götümün üstüne oturamadım. sen o kafede o adamla nasıl 1383838494 saat oturdun? üstelik hiçbir şey içmedin juliet. kahveyi çok severdin. sana ne yaptılar? hiç konuşmadınız, göğüslerini elledi o adam, dudaklarınızda mıknatıs mı vardı? nasıl lan? nasıl helaya koşan sevgilinin ardından kıskıs güldün sen? ayıp oluyor ama.

juliet, annem seni bana tanıştırmadı, senin annen de beni tanımak istemedi. o adam sana şiirler yazmamış olmalı, bukowski değil, değil mi sevgilin? skeyim. küfür ettiğimden şeyapma şimdi, ağzım bozuk değil, renk ahenk olsun diye. saçlarını avuçlarında toplayan o adama, bırak canım acıyor diye bağırışın kulaklarımda. juliet senin arkandan o adam orospudiyebağırdı. adamı kötülemek için söylemiyorum, yakıştıramıyorum. hani lan insanlar birbirini yakından tanımalıydı? sevgi o zaman güzeldi? al sana juliet, al sana. msn penceresinden kafamı uzattım bak, bana da "ay canımsss ya" diyecek misin? bunu yapacak mısın sahiden? kadın taklidi mi yapacaksın? allah belanı versin juliet.

araştırdım juliet, peşinden gittim, bütün iyi kadınların geçmişindeki o sünepe erkekleri vallahi gördüm. ha şeyapma şimdi sen çok mu şeysin diye. juliet, ben seni yakıştıramıyorum kendime. aynı fotografta sen güzel, ben çirkin çıksam maynard gibi parabola söylerim. tom waits'in balgamı olurum.

juliet artık saçlarını boyama. ayağına giydiğin çizme aşmasın boyunu. des cartes'in descartes olduğu günden sonra sen de juliletmego oldun. kelime oyunları yaptık sana arkadaşlarla. nasıl lan dedik. inanamadık artık aşk değil huzur istiyorum dediğine. inanamadık juliet, toparla bizi.

ha, şimdi ariadne değilsin sen, o zaman boşverelim. ben de mevlana değilim, ilahi aşk diye ofdedirtmiyorum, mevlana'nın sevgilisi ilahi değil, bunu da bir araştır, o zaman selçuk üniversite'sinden yakapaça kovulan bir adam seveceksin juliet.

boyan akmış kız, topla kendini. dağılmışsın. inanamayız juliet ağladığına. sen o adamla mutlusun yoksa o adam dışında hepimizi bir hareketinle elde edersin. juliet, sana zaaflarımız var. zaafkarız biz.

ama o adam da ne bulduğunu söylediğin gün, mantıktan bahsetmeyeceğim. söz seni dinleyeceğim. belki de dinlemem.

allah benim belamı versin juliet, o adam benim.
ADEMLER

0 söyleyeceklerim var:

Yorum Gönder

| Top ↑ |